
Kaçış Sendromu Nedir?
Kaçış sendromu; kendini ağır ve ciddi seyreden ataklar ile belli edebilir. Hastalık, bilinmeyen nedenlerle hızlı bir akış ile damar dışına akması ile ilgilidir. Hızlı şekilde sonuçlanan bu olayın akabinde vücutta şişkinlikler oluşabilir. Tansiyon düşmesi yaşanabilir. Hastaya müdahale edilmezse ölüme sebebiyet verebilir. Damar dış tabakasına sızma olduğu için akciğer ve kalp gibi organlardaki boşluklarda sıvı birikmesi meydana gelebilir. Bunun yanı sıra kanda yoğunlaşma olabilir. Hastalık sıklıkla görülmemek ile birlikte nadir olarak görülür.
Kaçış Sendromu Belirtileri Nelerdir?
Kaçış sendromu öncesinde bazı sinyalleri verir. Erken dönemde müdahale edilirse hayati risk olmaz. Çoğunlukla solunum yolu enfeksiyonları ile benzer belirtiler gösterir. Bu yüzden son aşamaya kadar bazen hissedilemeyebilir. Sinsi bir şekilde ilerleyen bu hastalığın belirtileri ataklar sırasında görülebilir. Hastalık, bağırsaklarda ödem, sıvı birikimi, kanlarda mikrop oluşumuna yol açabilir. Kaçış sendromu genellikle 40’lı yaşlardan sonra ortaya çıkar. En belirgin özelliği ise vücutta şişkinlik yaratmasıdır. Bunun haricinde nedenleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Tansiyon düşmesi
- Vücutta aşırı şişme olması
- Kanın renginde koyulaşma görülmesi
- Ateş
- Baş dönmesi
- Ödem
Kaçış Sendromunu Tetikleyen Durumlar Nelerdir?
Bu sendroma neden olan durumlar henüz tam olarak keşfedilememiştir. Hasta öyküleri ve şikayetleri de göz önünde bulundurularak tetikleyici nedenleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Kemoterapi ve ilaçları
- Kan zehirlenmeleri
- İlaç reaksiyonları
- Hipotansiyon
- Böbrek yetmezliği
Kaçış Sendromunda Erken Teşhisin Önemi Nedir?
Erken teşhis her hastalıkta olduğu gibi elbette kaçış sendromunda da tedavi aşamasında önemli yere sahiptir. Hastalıkların önlenmesinde önceden tespit edilmesi ve hasta öyküsüne göre tedavi planlanması gözlem yapılarak kolaylaşır.